En çelimsizlerin, güçlü işler başarması
Zayıfların kuvvetlilere yaraşır şekilde varlıklarını sürdürmesi ve imkânsızların zenginler gibi hayattan kâm alması, düşündürücü ve insafa getirici bir hal alır. Bu durumlar, araştırmaya sevk edici olmalıdır. Hiç olmazsa, ilim mahfillerinin ilmin haysiyetini koruma uğrunda daha müsamahalı olmaları gerekirdi.
Birçok küçük yaratık için su yüzeyi, üzerinde rahatlıkla gezilebilecek bir yol işlevi görür. Bu olguyu incelemek için İngiltere'deki bir laboratuvarda yapay bir dünya kuruldu. Bu minyatür dünyanın sakinleri su böcekleri, su örümcekleri, yay kuyruklar ve fırıldak böceklerinden oluşuyordu. Bu havuzda, suyun fiziki özellikleriyle birlikte, Yüce Sanatkâr'ın eseri olan su böceklerinin anatomi ve fizyolojileri de yakından incelendi.
Su böcekleri, suyun üzerinde hızla hareket ederken, yüzeyde çukurluklar oluştururlar. Bu yürüyüş, suyun yüzey gerilimiyle yakından ilişkilidir. Suyun içinde herhangi bir molekül, etrafındaki diğer moleküller tarafından eşit bir şekilde çekilir ve bu çekim kuvvetleri birbirini dengeler. Ancak su yüzeyinde durum farklıdır. Burada, yüzeydeki bir molekül sadece yanlarındaki ve altındaki moleküller tarafından çekilirken, üstteki hava moleküllerinin etkisi çok zayıftır. Bu da su ile hava arasındaki ince bir "gerginlik" oluşturur. Su damlalarının küre şeklinde olma eğiliminde olmaları da bu yüzey gerilimi nedeniyle meydana gelir.
Su böceklerinin suda yürüyebilmesi
Sadece yüzey gerilimine bağlı değildir. Diğer bazı hafif böcekler su üzerinde yürüyemezler. Su böcekleri yürürken, yalnızca ayakları suyla temas eder. Ayakları, suyu iten ince bir tabaka ile kaplıdır, bu sayede yüzey gerilimini kırmadan suyun üzerinde hafif bir çukur oluşturabilir ve kayabilirler.
Bazı su üstü canlıları, vücutlarının ıslanmadığı özelliklere sahiptir, ancak bazıları yarı ıslanma özelliği gösterir. Örneğin, "yay kuyruk" adı verilen bir böcek, küçük boyutuyla ve vücudunu biraz şişirebilmesiyle su yüzeyinde yaşayabilir. Vücudunun alt kısmındaki kısa bacakları, uçlarında hidrofobik özellik taşıyan, suyu iten pençelerle donatılmıştır. Bu özellik sayesinde suyu "kavrayarak" üzerinde rahatça hareket edebilirler.
Kâfur böcekleri, su kenarında yaşayan ve satıh gerilimini etkileyen daha enteresan bir özelliğe sahiptir. Bu böcekler, kuyruğundaki bir kesede suyun satıh gerilimini azaltan özel bir maddeyi saklarlar. Suya girdiklerinde, bu maddeyi suya salarlar ve böylece arkasındaki su yüzeyindeki gerilim zayıflar. Bu durum, böceğin hızla ileri çekilmesine neden olur ve su yüzeyinde neredeyse hiç çaba harcamadan kaymasını sağlar.
Su yüzeyindeki böceklerin hayatlarını sürdürebilmeleri
Öncelikle suyun temiz olması çok önemlidir. Kirli suyun satıh gerilimi zayıflar ve bu, böceklerin taşıyamayacağı kadar ağır hale gelir. Kirlenmiş su nedeniyle, su böcekleri doğada daha nadir hale gelmiştir. Deterjanlar gibi kirleticiler, suyu kirleterek bu ince zar tabakasını altına düşmelerine yol açar ve böcekler boğulurlar.
Yaratıldığından bu yana milyonlarca yıl geçmesine rağmen, insanoğlu ancak sonraları suyun satıh gerilimi gibi fiziksel kanunları keşfetmiştir. Bu harika sanat ve maharetleri, bu minik su yaratıkları kimden öğrenmiş olabilir? Onlara bu yetenekleri kim vermiştir?